Aveva ragione, il buon Canfora: tradurre serve. Grazie alla pionieristica versione turca di Lavorare stanca del 1973 (a opera del poeta Cevat Çapan), ristampata periodicamente nel corso degli ultimi anni, oggi decine di giovani turchi (*coff coff*) possono manifestare la propria ammirazione su tumblr attraverso il tag “yaşama uğraşı”.
«Bir şeyden, onu görmezden gelerek değil, ancak onu yaşayarak kurtulabiliriz.»
[“Non ci si libera di una cosa evitandola, ma soltanto attraversandola” (22 novembre 1945)]
«Talihsizliğe uğramış bir genci şu sözlerle avutmaya çalışırız: “Sabırlı ol; kendini koyuverme; ilerisi için daha dayanaklı yapar bu seni; herkesin başına bir kere gelir böyle şeyler vb.” kimse gerçeği söylemeyi düşünmez: aynı şey bir kere, dört kere, on kere daha başına gelecektir – böyle şeyler her zaman başına gelecektir; çünkü sen kendini koruyamayacak bir yaradılışta isen, bundan kendini kurtaramazsın.»
[“Per consolare il giovane cui succede una disgrazia, gli si dice: ‘Sii forte, prendila con fegato; sarai corazzato per l’avvenire. Una volta succede a tutti, ecc.’. Nessuno pensa a dirgli quello che invece è vero: questa stessa disgrazia ti succederà due, quattro, dieci volte – ti succederà sempre, perché, se sei così fatto che le hai offerto il fianco ora, lo stesso dovrà accaderti in avvenire” (15 ottobre 1940)]
«Aşkla şiir arasında gizli bir bağ vardır; çünkü her ikisi de, kiminle olursa olsun, konuşmak, anlaşmak, ona içini açmak isteğidir. Yerini başka bir şeyin alamayacağı dizginlenemez bir istektir bu. Şarap da buna benzeyen düzmece bir durum yaratır; gerçekten de, sarhoşların durmadan konuşmaları bunun bir kanıtı değil midir?»
[“Amore e poesia sono misteriosamente legati, perché entrambi sono desiderio di esprimersi, di dire, di comunicare. Non importa con chi. Un desiderio orgiastico, che non ha surrogati. Il vino dà un fittizio stato di questo tipo, e difatti l’ubriaco parla, parla, parla” (12 agosto 1940)]